30 haziran pinhani konseri için günü birlik istanbul a geldim.kısa sürede gümüşlük ve bodrum civarı seyrek yapılaşmaya(gerçi 93 yılında buraların artık bitmiş olduğunu düşünmüştüm..) alışmış olduğumu farkettim.çünkü atatürk havalimanından haliç köprüsü arası yolun 2 tarafında görmüş olduğum garip ve düzensiz beton yığınından rahatsız oldum..binmiş olduğum metrobüsün penceresinden köprü yolundaki trafik çilesini seyrettim..hep dikkatimi çekiyor,arabaların çoğunda sadece tek kişi var.hepsi mi araba ile tek başına gitmek zorunda diye düşünmeden edemedim..aynı şey taksiler için de geçerli 20-30 bin taksi caddelerde müşteri bulmak için sürekli dolaşmak zorunda mı?
-pinhani jolly joker konseri çok güzel geçti.katılım oldukça fazla idi.şaşırdım ve sevindim.demek ki istanbullular pek tatile gitmemişler..cayır cayır çalmayı özlemiş olduğum için sahnede estim,gürledim,kurtlarımı döktüm:-)
-ertesi gün dönerken havaalanında nejat yavaşoğulları ile rastlaştım.kısa ama hoş bir sohbet oldu..
-akıncan ile kerem rüzgar sörfü çalışmalarına katılmaya başladılar.doğal olarak akıncan daha kolay öğreniyor.hocası minik kerem in yaşına göre iyi,ama çok cılız ve dolayısı ile güçsüz olduğunu söyledi.her ne kadar iştahı açılmış olsa da henüz normal bir düzeye ulaşmış değil..bu konudaki huysuzluklarının son noktası:oğlum pilavını niye yemiyorsun,o pirinç tanesini niye ayırdın?cevap:o iyi pişmemiş..
şimdilik böyle..