AKIN ELDES

23 ve 29 Eylül 2010


çanakkale deyim.yarın akşam tur bitiyor kısmet ise..bu turdan sanırım aklımda kalacak komik bölümler,otobüsümüzün yabancı uyruklu şoförü igor ve tur lideri leon un trafikteki benim-herhalde kanıksamış olduğum için- ilk anda farkedememiş olduğum bazı çarpıklıklara şaşırıp güldükleri zamanlar..mesela nazilli de ana caddede seyir halinde gördüğümüz,arka selesine yatay olarak elektrikli testere yerleştirmiş bir motorsikletli..yine seyir halinde-nerede görmüş olduğumuzu unuttum-bir motorsiklet;süren adam kask takmış,ama arkasında ona sıkıca sarılmış kasksız bir kadın.biraz daha dikkatli bakınca aralarında ufak bir çocuk farkediliyor..2 kamyonluk yükü taşıyan ve bu yüzden devrilmek üzere olan kamyonlar..ama bence en inanılmaz görüntü,ayvalık sapağına varmadan az önce idi.yeni yapılmış-ama tam bitmemiş-duble yolda,hem bizim önümüzdeki iki şeritte,hem de öbür tarafta 1 er geliş ve gidiş var idi:-)keşke fotoğrafını çekebilseydim..ayvalık sapağı da bu nedenle çok komik görünüyordu..ve leon un igor a,burada ne olduğunu anlayabiliyor musun diye soruşunu da unutamayacağım sanırım..

önce çok sinir olduğum,ama sonra hak verdiğim bir konu da igor un,molalar ve sürüş süresi ile ilgili ülkesindeki kanunlara uyması idi..bizde de -bildiğim için antalya yöresinde diyeyim-turizm branşında zorlu şartlarda çalışmak zorunda olan/bırakılan  otobüs şoförleri,işveren şirketlere direnip bu -sürüş saati ve molalar ile ilgili-kuralları uygulayabilirler umarım..

29 EYLÜL,

23 eylül de yazdığım yazıyı bir türlü tamamlayamadım.eklemek istediğim konular vardı.şu an için sadece 1 ini hatırlayabiliyorum.tur lideri leon un türkiye sınırları  ile ilgili verdiği bir bilgi..bir gün leon bana  bugünkü sınırlarınızı bir maymuna borçlusunuz deyince,biraz garipseyerek,nasıl,dedim.yunan tarihi anlattı;1.dünya savaşı sonuna doğru yunanistan,megali idea çerçevesinde anadolu yu işgal etmek istiyor,ama o zamanki kral konstantin in alman yandaşı-veya bir bağlantısı var-olması sebebi ile gerekli adımı atamıyorlar.konstantin 1917 de tahtı oğlu aleksander e bırakıyor.böylelikle yunanların ingiliz ve fransızların desteğini alıp anadoluya girmesi mümkün oluyor.ama 1920 de aleksander in beklenmedik ölümü ile tahta yeniden babası konstantin geçiyor ve bunun üzerine ingilizler çekinip, desteklerini kesiyorlar..

kral aleksander bir park gezintisi sırasında köpeğine saldıran maymunu bastonu ile dövmek isterken,maymunun onu ısırması neticesinde mikrop kapıp ölmüş..

biraz’tarihin akışını değiştiren tesadüfler’kıvamına sahip bu konuyu ilk fırsatta araştırmam-çünkü final kısmına doğru tarihler karışıyor- lazım..

-tur bitimi eve döndüğümde epey yorgundum.hemen stüdyoya gidip sinan cem eroğlu ile yaptığım kayıtları aldım.bakalım bir daha stüdyoya ne zaman gidebileceğim.çünkü ekim ve kasım dolu görünüyor.belki istanbul da olduğum bir akşam..

-turgut ve ilkin ile pinhani kaydı için stüdyoda buluştuk.çoktandır onları görmüyordum,özlemişim.

sinan ın yeni parçaları epey güzel..

-yeni turumun 3.günü.nevşehir de konaklıyoruz..

-daha buraya iliştirmek istediğim konular var,ama yorgunluktan sanırım,aklıma gelmiyor:-)

-akabinde bir ilave:-)… akıncan ,24 ü akşamı santana nın son albümünü internet den dinledi.albüm 21 inde yayınlanmış.eh,ben de dinlemiş oldum..sevmedim.ama yeni çıkan bir albümü dinleme imkanının bu kadar çabuk olabilmesini ise sevdim:-)