-geçenlerde kafamı sallayarak rak müzik dinliyorken , akıncan mp3 çalarda aniden mozart requiem e geçti .
kemanlar çok etkileyici idi .
müziğin, az evvelki parçadan daha tansiyonlu olduğunu düşündüm ve o sırada kafamı sallamaya devam ettiğimi farkedip , şaşırdım..
– youtube da bülent ortaçgil in sensiz olmaz klibine(sanki başka klibi var..) rastladım.94 yılımıydı acaba? klibin yayınlanmasından sonra bir akşam gitarımla eve dönerken , zevzek bir travestinin :’aa,o yaşlı adamın klibindeki gitarist’ diye laf atmış olduğunu hatırladım.
bir hesap yaptım.eğer yanılmıyorsam bülent orada şimdiki benden 1-2 yaş küçük:-)
-dün pinhani ile bronx da çaldım.konserden sonra eve dönerken-saat 2.30 civarı- odakule nin altında müzik yapan 2 gruba denk geldim.ilki e.bağlamalı bir müzikti.bağlamanın tonu enfesti.amplisine baktım.ama adı aklımda kalmadı.2.grup 5 akustik gitardan oluşuyordu..dolayısı ile oradan geçerken çok mutlu oldum. hemen sonra pera palas ın karşısındaki otelin tepesinde gördüğüm-üz- ışıklı reklam panosu beni epey güldürdü.seyyar poğaçacı murat ustanın reklamı..